5- Amr b. Ali bize anlatarak dedi
ki: Abdülvehhâb bize anlatarak dedi ki: Yahya b. Saîd'i şöyle derken dinledim:
Sâd b. İbrahim, Nâfi b. Cübeyr Mut'im'in kendisine haber vererek Urve b.
el-Muğîre b. Şu'be'nin, babasını şunu anlatırken dinlediğini söylemiş: Kendisi
Allah Resulü (sav) ile bir yolculukta iken Resûlüllah (sav) abdest alırken O'na
su dökmeye durmuş, O da yüzünü ve ellerini yıkamış ve başını meshedip
mestlerinin üzerine mesh etmiş.[2]
Muğîre O'na su dökmeye durmuş"
ifadesiyle ilgili olarak İbni Battal şöyle dedi: Bu fiil, bir kişinin
başkasıiçin yapmasının caiz olduğu ibadetlerdendir. Ancak namaz bundan
müstesnadır. İmam Buhârî de bu hadisi delil olarak alıp kişinin abdest alırken
yardımcı bulundurmasını caiz görmüştür. Kişi, uzuvlarına hem döküp hem yıkamak
yerine su dökme esnasında başka birinden yardım alabilir. İbni
el-Müntr
buna bir eklemede bulunarak,
abdestte yıkanması gereken uzuvları suya daldumanın maksad değil ancak
araçlardan biri olabileceğini söyleyerek suya daldıktan sonra abdeste niyet
etmenin caiz olduğunu söylemiştir.
Hüküm
Bu hadise göre, abdest sırasında
su dökecek birinin yardımına başvurmak mekruh olmadığı gibi, bunu gönüllü
olarak yapmak da ibadet hükmündedir. Abdest alacak kimseye su getirmenin aynı
hükme tâbi olması elbette evlâdır. Hanefi mezhebine göre de hüküm bu şekilde
olup her hangi bir kerâhat söz konusu değildir.
Bu hadisten çıkarılacak ikinci
hüküm, mestler üzerine meshin sünnete uygun bir fiil olduğudur. Görüldüğü üzere
bu ve daha bir çok hadiste Allah Resûlü'nün (sav) mestler üzerine mesh ettiği
değişik sahabîler tarafından haber verilmiştir.
Ders
Bu hadis-i şeriften çıkarılacak en
mühim Ders, bütün hayırlı işlerde olduğu gibi abdestte de özellikle yardıma
muhtaç durumda olanlara yardım etmenin bir mânâda ibadet olduğunu bilmektir.
İnsanların abdest alabilmeleri için su temin etmek de aynı
hükümdedir.
Hayırda yardımlaşmanın farz olduğu
bilinciyle, özellikle büyüklere abdest alırken su taşımak, su dökmek ve havlu
tutmak, Müslüman milletimizi en güzel geleneklerindendir. Bu
geleneklerin beslendiği sünneti
görerek bunları yaşatmaya daha fazla ilgi göstermek
gerekir.
Bâb:
Başın Tamamını Mesh Etmek
6- Abdullah b.
Yûsuf büze anlatarak dedi ki: Mâlik bize Amr b. Yahya el-MâzinTden, o babasından
haber verdi: Bir adam Abdullah b. Amr'ın dedesi Abdullah b. Zeyd'e şöyle dedi:
"Bana Allah Resûlü'nün (sav) nasıl ab-dest aldığını gösterebilir
misin?"
Abdullah b. Zeyd cevap verdi:
Elbette.
Sonra su istedi ve önce ellerine
döktü, iki kez yıkadıktan yüzünü üç kez yıkadı. Daha sonra üçer defa ağzına ve
burnuna su verip sümkürdü. Ardından kollarını dirseklerle beraber ikişer defa
yıkadı. Sonra başını ön tarafından başlayarak enseye varana, oradan tekrar öne
getirerek mesh etti. Sonra da iki ayağını yıkadı.[3]
Şerh
"Bir adam" ifadesiyle kastedilen
kişi Musannifin (Buhârî) bir sonraki Vüheyb senediyle gelen hadiste adını
zikrettiği üzere Amr b. Ebî Hasan'dır. Başka şerh ve nakillerde farklı isimler
de verilmektedir. ir misin?" Burada hocanın fiilen göstermesinin öğretimde daha
etkili olacağından hareketle bizzat göstermesi rica edilmiştir: Lütfedip
gösterir misiniz? anlamındadır.
Elini iki kez yıkadı", İmam
Mâlik'in rivayetinde bir kez yıkadığı geçerse' de başka rivayetlerde üç kez
yıkadığı geçmektedir. Adetlerdeki ihtilaf bir kenara bırakılırsa, buradan
çıkarılan asıl hüküm, uykudan kalkmış olma şartına bağlı olmaksıztn su kabına
el sokulmadan önce ellerin yıkanması gereğidir.
"Sonra ağzına ve burnuna üçer defa
su verip sümkürdü", ağza ve burna birlikte su vermenin müstehap olduğu
söylenmiştir.
Sonra yüzünü üç kez yıkadı",
ifadesiyle ilgili olarak bütün rivayetler aynı sayı üzerinde birleştiği
söylenebilir.
Sonra kollarını ikişer defa
yıkadı" iradesiyle ilgili olarak yalnız Müslim'de 'üç' sayısı zikredilmiş,
diğerlerinde ikişer defa olarak geçmiştir.
Dirseklerle beraber" ifadesindeki
'ilâ' harf-i cerrinin fiil kattığı anlam üzerinde âlimler ihtilaf ettiler.
Cumhur olarak bilinen "Onların mallarını mallarınıza katarak yemeyin" ayet-i
kerimemden hareketle 'beraber' anlamının uygun olduğunu söylemiştir. Diğer görüş
ise ise, koltuk altlarma kadar yıkanması gerektiği şeklindedir. İmam Züfer'in de
aralarında bulunduğu bir grup ulemâ ise ihtiyatı tercih ederek azamî ölçüde yani
omuzlara yıkamayı benimsemiştir.
Kolların yıkanmasıyla ilgili
rükünde, dirseklerle beraber yıkamanın gerektiği hususunda icmâ söz
konusudur.
Sonra başını mesh etti",
ifadesiyle ilgili olarak tercih edilen görüş, bunun suyla yapılması yönündedir.
İfâdeden başın tamamı veya bir bölümü mü kastedildiği üzerinde farklı görüşler
beyan edilmiş olmakla birlikte dörtte birini mesh etmenin farzı ifa deceği
söylenmiştir.
"Başın ön kısmından başladı",
meshe başın Ön tarafindan başlamak, bu hadis-i şerife göre sünnettir. Mesh,
önden arkaya yapılıp arkadan öne getirilmek suretiyle bitirilir. Meshin tekrarı
mendup görülmemiştir.
Sonra ayaklarını yıkadı", bazı
rivayetlerde 'topuklarla beraber' ifâdesi de geçmektedir ki, tercih edilen de
budur. Ayaklar yıkanırken topukların ihmal edilmemesi gerekir.
Hüküm
Şerh bölümünde de görüldüğü üzere
bu hadis-i şerifte Allah Resûlü'nün (sav) aldığı şekliyle abdestin erkânı
anlatılmaktadır. Abdeste konu olan uzuvların yıkanmayla ilgili olanlarını bir
defa yıkamak farz iken, iki veya daha fazla sayıda yıkamak müstehaptır. Bu
hadise göre ve Hanefî mezhebine göre niyet, abdestin erkânından değildir. Şafiî
mezhebine göre ise abdest, bir ibadet olduğundan niyet şarttır. Onlara göre
niyetsiz abdest sahih olmaz. Hadiste zikredilmeyen kulakların hilallenmesi,
başın meshi kapsamına giren bir müstehaptır.
Ders
Bu hadis-i şeriften
çıkarabileceğimiz ilk Ders, bir öğretim metodu olarak .vgulamayla anlatımın çok
sağlıklı ve tavsiye edilen bir yöntem oluşudur. Tabii ki abdest, Yüce Allah'ın
bu ümmete mahsus kıldığı en güzel temiz-Ğome yöntemidir. Günde beş defa abdest
almak, en fazla kire maruz kalan .ıuv ve bölgelerin arındırılması, suyla
dezenfekte edilmesidir. Abdestin, rjcut elektriğini alması noktasında ruh
sağlığı ve dinçlik üzerinde de olumlu atkısı bulunduğu
açıktır.
Bâb:
Ayaklan Topuklara Kadar Yıkamak
7- Mûsâ bize
anlatarak dedi ki: Vüheyb bize Amr'dan, o babasından laklederek dedi ki: Amr b.
Ebî Hasan bize babasının şöyle dediğini nakletti: Amr b. Ebî Hasan'ın Abdullah
b. Zeyd'e Allah Resûlü'nün abdestiğini sor-rağuna şahit oldum. Bakır kapta su
istedi ve onlar için Allah Resûlü'nün sav) aldığı gibi abdest
aidi.
Bakır kabı eğerek eline (su)
döktü. Ellerini üçer kez yıkadı. Sonra Herini bakır kaba sokarak ağza ve burna
üç kez su çekip sümkürdü.
Ardından yüzünü üç defa yıkadı.
Sonra kollarını dirseklerle beraber ikişer defa yıkadı. Sonra elini tekrar soktu
ve başını Ön tarafından başlayarak arkaya, arkadan öne doğru bir defa mesh
etti. Sonra iki ayağını topuklarla beraber yıkadı.[4]
Şerh
"Sonra elini soktu ve yüzünü üç
defa yıkadı", hadisin bu rivayetinde, her uzuv için bakıp kaptan taze su
alınması hususu öne çıkmaktadır. Bu rivayette, su kabına tek elini soktuğu
geçerken, bazı rivayetlerde iki elini
soktuğu şeklinde geçmektedir.
Fakat bunlar sahih kaynaklar
değildir.
Hüküm
Hadis-i şerif bir önceki (6)
hadisle aynı içeriğe sahip olduğundan aynı hükümleri taşımaktadır. Sadece
uzuvları yıkama sayılarında farklılık bulunmaktadır ki bunun hükmü de önceki
hadiste zikredilmişti.
Ders
Buradan çıkarabileceğimiz en
önemli Ders, abdest sırasında kullandığımız suyun temiz ve kullanılmış
olmamasına dikkat etmek, eğer kapta alınıyorsa mümkün olduğunca her iki eli
değil, yalnız bir eli kullanmaktır.
[1] Buhârî, vudû/170, salât/426-427, ezân/611-612, 619,
buyû/1976, bed'ul-halk2990. tefsîru'l-Kur'ân/4348; Müslim, mesâcid/1034-1037,
1059-1063; Tirmizî, salât/199-200; Nesâî, mesâcid/725, imâmet/829; Ebû Dâvud,
salât/396-398, 472; İbn Mâce mesâcid/778-779; İbn Hanbel, bakî
musnedi'l-müksirîn/6888, 7108, 7121, 7268, 7296. 7553, 7773, 7898, 7999,8756,
8786, 9005, 9084, 9483, 9731, 9769, 9909, 9916, 1009Û. 10116, 10379, 10461,
10481; Malik, nîdâ/265, 344-345, 347; Dârimî,
salât/1245.
[2] Buhârî, vudû/176, 196, 199, salât/350, 375, cihâd/2702,
4069, Hbâs/5352-5353; Müslim, tahâret/404-412, salât/640; Tirmizî,
tahâret/90-91, 93; Nesâî, tahâret/78, 81; Ebû Dâvud, tahâret/128-130; İbn Mâce,
tahâret/538, 543; İbn Hanbel, evvelu musnedi'i-Kûfiyyîn/17432, 17440, 17461,
17469, 17476, 17496, 17496, 17510; Mâlik, tahâret/64; Dârimî,
tahâret/707.
[3] Buhârî, vudû/,79-180, 184-185, .90, 192; Müslim,
tahâret/346; Tirmizî, tahâret/30;
Nesâî, tahâret/96-97; Ebû Dâvud,
tahâret/103; İbn Mâce, tahâret/428;'İbn Hanbel, evvelu
musnediİ-Medeniyyîn/lSSÎi}, 15843, 15857, 15864; Mâlik, taharet/29^ Dârimî,
tahâret/691.
[4] Buhârî, vudû/179-180, 184-185, 190, 192; Müslim,
tahâret/346; Tİrmizî, tahâret/30; Nesâî, tahâret/96-97; Ebû Dâvud, îahâret/103;
İbn Mâce, tahâret/428; İbn Hanbel, evveIumusnedi'l-Medeniyyîn/15836, 15843,
15857, 15864; Mâlik, tahâret/29; Dârim{ tahâret/691.
0 yorum:
Yorum Gönder